Aşure ne zaman sorusunun yanıtı, Hicri takvime göre Muharrem ayının onuncu günüdür.
Aşure günü, Muharrem ayının içinde olduğundan bu ayın bilinen diğer adı da Aşure ayıdır. Muharrem ayında başlayıp Safer ayı girene kadar kutlanan Aşure günü için Miladî takvime göre net bir tarih belirlemek mümkün değildir. Bunun sebebi Hicrî takvimdeki 1 yılın Miladî takvimdeki seneden ortalama 10-13 kadar gün kısa olmasıdır.
Bu doğrultuda ayın döngüsüne göre hareket edip 12 ay üzerinden hesaplanan Hicrî takvimin bir parçası olan Muharrem’in 10. günü, Miladî takvime uyarlandığında her yıl ortalama 13 gün geriye gelir. İslam tarihinde bereketin ve paylaşmanın simgelerinden biri sayılan Aşure günü, her yıl Hicri takvime göre hesaplanarak kutlanır.
Kökeni Nuh Peygamber zamanına dayanan aşure, Nuh tufanı sonrası gemideki yiyeceklerin birleştirilmesi sonucu hazırlanmış bir tatlıdır. Nuh Peygamber, tufan sonrası karaya ayak bastığında kalan son gıdalardan bu tatlıyı yapması sebebiyle aşure bolluk ve bereketin simgesi sayılmıştır. Aşure günü ne zaman sorusunu bu tarihin önemini de ele alarak yazımızda detaylı şekilde ele alabiliriz.
Hak Peygamberlerin dönemi ve sonrasındaki tüm önemli hadiseler Aşure günü meydana gelmiştir. Hicri takvimin ilk ayı olan Muharrem’in 10. gününe denk gelen Aşure; kurtuluş, ferahlık ve bereketin temsili olarak Kur’an-ı Kerim’de birçok örnekle karşımıza çıkar. Geçmiş peygamberlerin başlarına gelen en şiddetli olaylardan kurtuluş vakti, 10 Muharrem tarihine yani Aşure gününe denk gelir.
Bu tarihte birkaç gün oruç tutmak Peygamber Efendimiz (S.A.V.) tarafından tavsiye edilmiştir. Peygamber Efendimiz’in (S.A.V.) hadislerinde Aşure gününün önemi detaylı şekilde açıklanmıştır. Bu tarihte mutfak alışverişi yapmak ve aşure pişirmek gibi faaliyetler, yıl boyu bereket getirir.
Yine Peygamber Efendimiz; bugünü ibadetle ihya eden, bolca harcama yapan, ikramda bulunan, eşini ve çocuklarını sevindiren kişiye kat kat fazla mükafat verileceğini bildirmiştir. Aşure günü yapılan harcamaların fazlasıyla geri döndüğüne ve yıl boyu bereketi artırdığına inanılır.
Aşure gününde aşure tatlısını pişirerek çevresine ve komşularına ikram etmek kadim bir gelenektir. Paylaşmanın bereketi artırdığını simgeleyen Aşure günü hem dinî bir inanış hem de kültürel bir miras olarak hayatımızda yerini alır. Sevginin, bonkörlüğün, ikramın ve hoşgörünün bir örneği olan Aşure, insanlar arasındaki muhabbeti çoğaltır.
Aşure, Muharrem Ayının onuncu gününde yapılmaya başlanır. Aşure ayı ne zaman sorusuna Hicri takvimin ilk ayı olan Muharrem cevabını vermek yeterlidir. Normal zamanlarda da sağlıklı ve besleyici olması sebebiyle tercih edilen aşure, bereket ve bolluk getirmesi niyetiyle Muharrem ayında pişirilip dağıtılır.
Bereketin paylaşmanın içinde saklı olduğunu simgeleyen Aşure, ne kadar çok ikram edilirse o kadar çok bolluk getirir. Tarifinde sayısız kuruyemiş, meyve ve bakliyatın yer aldığı aşure tatlısı, evdeki ürünlerin değerlendirildiği, geleneksel ve simgesel bir tatlıdır.
Muharrem ayının onuncu gününe denk gelen Aşure, Arapça 10 anlamına gelir. İslam tarihinde önemli bir yeri bulunan Aşure gününde Hz. Peygamber (s.a.v.) oruç tutmuştur. Aşure gününde birçok hayırlı hadisenin yaşandığı Kur’an-ı Kerim’de ve hadislerde bildirilir.
Peygamberlerin hayatındaki önemli olay ve müjdelerin Aşure gününe denk gelmesi bu tarihi daha da kıymetli hâle getirir. Aşure gününün önemini artıran hadiseleri şu şekilde sıralamak mümkündür:
Binlerce yıllık bir gelenek olarak bugün de dünya mirasında yerini koruyan Aşure, Kur’an-ı Kerim’de adı geçen peygamberlerin dolayısıyla kavimlerin kutladığı önemli bir gündür. Nuh Tufanından beri varlığını gösteren Aşure, bugün farklı ülkelerde kendilerine özgün detaylarla özelleşmiştir.
Geleneksel açıdan birbiriyle aynı amaçları taşıyan Aşurenin 10 bin yıllık bir geçmişe sahip olduğu düşünülür. Aşure kelimesini İbranice veya Arapça kökenli olduğunu savunan birçok görüş vardır. Farsça’da karışık anlamında kullanılan aşure, bu geleneğin her kültürde kendine yer bulduğunu simgeler. Toplumların ve ülkelerin geleneğinde yer edinmiş bu tatlı, farklı formlarıyla yılın farklı günlerinde hazırlanmaya devam eder.
Özellikle İslam medeniyeti ve kültürünün yaygın olduğu coğrafyalarda aşure bir gelenek ve kültür hâline gelmiştir. İçindeki en temel malzemesi buğday olan Aşure, dünyanın farklı noktalarında tatlı veya tuzlu olarak özel günlerde hazırlanır.
Adı aşure diye geçmese de bu tarifin temelindeki buğday her zaman bayram ve düğün gibi özel günlerin kutlama yemeğinin ana malzemesidir. Aşure geleneğinin devamı olarak değerlendirilen bu detay, geçmişten bugüne ülkelerin benzer kültürleri yaşadığı ve ortak tarihlere sahip olduğunu gösterir niteliktedir.
Farsça karışık aş anlamını taşıyan aşur kelimesi, hububatların birleştirilerek hazırlandığı birçok tarifle kendini gösterir. Etnik, dinsel ve mezhepsel kökenlere göre aşureye yüklenen anlamlar değişiklik gösterir. İslam ülkelerinde ve cahiliyye dönemi Arap geleneğinde aşure hep 10 Muharrem tarihinde pişirilmiştir.
Ancak mezhep ve din değişiklikleri, Aşure gününün kutlanma tarihlerini de etkiler. Örnek olarak Ermeniler, Noel Aşuresi anlamını taşıyan “Anuşabur” yemeğini her yılbaşında hazırlar. Ancak Hristiyanlığı kabul eden Ermeniler, bu tatlıyı Noel sofralarını süslemek için pişirir. Roma kültüründe ise Aşure “Koliva” olarak kabul görmüş ve geleneksel şekilde pişirilmeye devam etmiştir.
Dikkatinizi Çekecek Diğer İçeriklerimiz: